Esad, Suriye ve Çin’in Yeni İpek Yolu / Beş Deniz Stratejisi

Esad, Suriye ve Çin’in Yeni İpek Yolu / Beş Deniz Stratejisi
2009 yılındaki bir röportajda Başkan Esad Beş Deniz Stratejisini tutkuyla anlatmıştı: “Suriye, Türkiye, Irak ve İran arasındaki ekonomik alan bütünleştiğinde, Akdeniz, Hazar, Karadeniz ve [Basra] Körfezi'ni birbirine bağlayacağız… Sadece Ortadoğu'da önemli değiliz. . . Bu dört denizi birbirine bağladığımızda, yatırım, ulaşım ve daha pek çok konuda tüm dünyanın kaçınılmaz kesişim noktası haline geleceğiz.”

 

 

Mathew Ehret

 

 

The Cradle

 

 

Rusya ve Çin, 2011'de ABD'nin Suriye'ye müdahalesine karşı ilk vetolarıyla yeryüzünü kavuran Anglo-Amerikan doktrinine meydan okumaya başladığından beri, Arap dünyasını on yıllardır kaos, bölünme ve cehalet içinde birbirine bağlayan Gordion düğümü nihayet çözülmeye başladı.

 

Sadece on yıl önce 'yeni Amerikan yüzyılının' tek kutuplu vizyonunun rakipsiz bir şekilde hüküm sürdüğü dönemde (2013) Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) hayata geçirildi ve Xi Jinping'in gözetiminde Çin'in derin devletinin kayıtlara geçen en büyük tasfiyeleri başlatıldı. Savaş şahini John Bolton, Xi'nin otoriterliğinin CIA'nın casuslarını Çin'de tutma işini neredeyse imkânsız hale getirdiğinden şikâyet ederken, bu baskı Amerikan istihbarat topluluğunun öfkesini çekti.

 

Rusya'nın Avrasya Ekonomik Birliği'ne sıkı sıkıya bağlı olan bu yeni işletim sistemi, büyük bir hızla büyüdü. Bugün yeni bir çok kutuplu gelecek ortaya çıktı; kurallarına göre oynamayı seçen herkes için gerçekten uzun vadeli bir gelişme vadeden bir gelecek.

 

Bu paydaşlardan biri de, eski tek kutuplu oyuncular tarafından başlatılan on yıllık bir askeri saldırıdan mucizevi bir şekilde kendini koruduktan sonra dünya sahnesine yeniden çıkan Suriye olacak.

 

Elbette savaşın acısı ve yıkımı hala derinden hissediliyor; yasadışı ABD yaptırımları aç kitleleri bezdirmeye, temel altyapının yeniden inşasını ve içme suyuna erişimi engellemeye ve okulları, hastaneleri, işletmeleri ve geçim kaynaklarını sakat bırakmaya devam ediyor.

 

BRI ve Suriye'nin yeni geleceği

 

5 Kasım'da Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüştü. “Suriye tarafının Kuşak ve Yol Girişimi ve Küresel Kalkınma Girişimi'ne katılımını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi ve Suriye’nin yeniden yapılanması, kalkınması,  egemenlik ve toprak bütünlüğünün savunulması çağrısında bulundu.

 

Bu görüşme, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi'nin Temmuz 2021'de Batı Asya ve Kuzey Afrika'daki kasırga turunun ardından yapılmıştı.

 

Esad'ın yeniden seçilmesiyle aynı zamana denk gelen bu turun sonunda Çin, Suriye'nin çok yönlü krizini büyük ölçekli yeniden yapılanmaya, yasadışı yaptırımlara son vermeye ve Suriye'nin egemenliğine saygı duymaya odaklanarak çözmek için dört maddelik bir öneriye imza attı.

 

Buna karşılık Suriye de; Sincan, Tibet, Tayvan ve Hong Kong'daki Batı destekli ayrılıkçı hareketler karşısında, Çin'in toprak bütünlüğüne desteğini yeniden vurguladı.

 

Çin'in Batı Asya'daki kalkınmaya olan ilgisi ilk olarak 2017'de Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang'ın şu sözleriyle ilan edilmişti:

 

“Orta Doğu'da çok fazla insan teröristlerin acımasız ellerinde acı çekiyor. Bölge ülkelerinin sinerji oluşturmalarını, terörle mücadeledeki ivmeyi hızlandırmalarını ve bölgesel istikrar ve düzeni yeniden tesis etme çabalarını destekliyoruz. Bölgedeki ülkeleri kendi ulusal koşullarına uygun bir kalkınma yolu keşfetmeleri konusunda destekliyoruz ve yönetişim deneyimini paylaşmaya, Kuşak ve Yol'u ortaklaşa inşa etmeye ve ortak kalkınma yoluyla barış ve istikrarı teşvik etmeye hazırız.”

 

2018'de Çin, Suriye'ye 28 milyar dolarlık kalkınma yardımı teklif ederken, aynı anda Irak'ın BRI'ye entegrasyonunu koordine etti. 2019 bu durum, dönemin Başbakanı Adil Abdülmehdi Çin ve Irak arasındaki petrol karşılığında yeniden yapılanma programını ve Irak’ın BRI çerçevesine daha geniş kapsamlı entegrasyonunu ifşasıyla resmiyet kazandı

 

Yabancı çıkarların koordine ettiği olaylar bu ivmeye uzun süre izin vermedi. Kitlesel protestolar kısa süre sonra Abdülmehdi hükümetini ve onunla birlikte “yeniden yapılanma karşılığında petrol” girişimini devirdi. Irak'ta son aylarda bu girişimin parça parça canlandığını görüyoruz ama süreç yavaş ilerliyor.

 

Bunun yerine, Çin ile İran arasında Mart 2021'de imzalanan 25 yıllık Kapsamlı Stratejik Ortaklık anlaşması, Pekin'in altyapı ve bağlantı projelerini Batı Asya'ya yaymasının ana kapısı haline geldi.

 

İran-Irak Şelemçe-Basra demiryolu hattının inşası, iki komşu devleti eşit bir işbirliği temeline oturtmak ve BRI’nın güney kolu olarak İran'dan Irak yoluyla Suriye'ye uzanan daha büyük demiryolu ve enerji koridorları için, umut verici şekilde devam etmektedir.

 

Nisan 2019'da Suriye, Pekin'deki ilk resmi BRI zirvesine katılmaya davet edildi ve Başkan Esad şunları söyledi:

 

“Çin hükümetine Kuşak ve Yol sistematiğiyle uyumlu yaklaşık altı proje önerdik ve hangi projenin veya projelerin onların düşüncelerine uygun olacağını duymayı bekliyoruz… Sanırım bu altyapı geliştirildiğinde, zamanla İpek Yolu’nun (Kuşak ve Yol İnisiyatifi) Suriye’den geçmesi kaçınılmaz bir sonuç olacak, çünkü bu sadece harita üzerinde çizeceğiniz bir yol değildir.”

 

Peki, bu projeler neler?

 

Çin ve Suriye, şu an için ayrıntılar söz konusu olduğunda kartlarını gizli tutuyor. Ancak Esad'ın Suriye için daha önceki stratejik vizyonunu yeniden gözden geçirerek, Esad'ın dilek listesi hakkında bazı isabetli tahminlerde bulunmak imkânsız değil.

 

Spesifik olarak, bu, Esad'ın 2004'ten 2011'e kadar savunduğu ve Suriye'nin yok edilmesi hedeflendiğinde gözden kaybolan Beş Deniz Stratejisi olacaktır.

 

Kısaca Beş Deniz Stratejisi

 

Beş Deniz Stratejisi; Akdeniz, Basra Körfezi, Karadeniz, Kızıldeniz ve Hazar Denizi'nin su sistemlerini Suriye'ye bağlayan demiryolu, yol ve enerji şebekelerinin inşasını içeriyor. Proje, Mackinder'in Dünya Adası’nın çeşitli uluslarını bir uyum, entegrasyon ve kazan-kazan endüstriyel işbirliği programı arkasında birleştiren mantıklı bir düğüm görevi görüyor.

 

2009 yılındaki bir röportajda, Başkan Esad bu projeyi tutkuyla anlatmıştı:

 

“Suriye, Türkiye, Irak ve İran arasındaki ekonomik alan bütünleştiğinde, Akdeniz, Hazar, Karadeniz ve [Basra] Körfezi'ni birbirine bağlayacağız… Sadece Ortadoğu'da önemli değiliz. . . Bu dört denizi birbirine bağladığımızda, yatırım, ulaşım ve daha pek çok konuda tüm dünyanın kaçınılmaz kesişim noktası haline geleceğiz.”

 

Bunlar boş sözler değildi. Esad 2011 yılına kadar, Beş Deniz projelerini başlatmak için Türkiye, Romanya, Ukrayna, Azerbaycan, İran, Irak ve Lübnan ile delegasyonlara liderlik etmiş ve anlaşmalar imzalamıştı. Bu, Libya Devlet Başkanı Kaddafi'nin; Sudan, Etiyopya ve Mısır'ı içeren bir uluslar koalisyonunun tarihin en büyük su projesi olan, İnsan Yapımı En Büyük Nehir'i inşa etme aşamasında olduğu bir zamanda yapıldı.

 

Kaddafi'nin öldürülmesinin, Sudan'ın 2009'da bölünmesinin ve Etiyopya'da ABD destekli rejim değişikliğine yönelik mevcut çabaların gerçek nedenleri, kendisinin ve diğerlerinin öncülük ettiği, oyunun kurallarını değiştiren bu güçlü stratejik paradigma bilinmeden anlaşılamaz.

 

Gizlilik ihtiyacı

 

Çin-Batı Asya diplomasisinin, şu anda doğmakta olan rejim değişimi sonrası dünyasındaki gizliliği, bu nedenle bariz bir zorunluluk olarak anlaşılmalıdır.

 

Son on yılda, BRI uyumlu programını kamuoyuna açıklayan her bir Batı Asya ya da Afrika ülkesi derhal farklı derecelerdeki yabancı sabotajlara maruz kaldı. Ne Esad'ın ne de Çin'in bu kritik anda bu eğilimi tekrar etme niyeti var.

 

Suriye ve Türk istihbarat teşkilatlarının başkanları Eylül ayı başlarında Bağdat'ta bir araya geldikten kısa bir süre sonra, Esad bir Lübnan heyetine “birçok Arap ve Arap olmayan devlet bizimle iletişim kuruyor ancak bizden bunu sır olarak saklamamızı istiyorlar” demişti.

 

Arap Birliği 23 Kasım'da Suriye'nin yeniden örgüte kabul edildiğini açıklayınca, bu gizli diplomasinin doğası kısa sürede netlik kazandı.

 

BAE ve Suudi Arabistan gibi Beşar Esad'ın eski yeminli düşmanları, aşağılanmalarını kabul etmeye, Esad'ın meşruiyetini ikrara ve yeni güçler Çin ve Rusya'ya uyum sağlamaya istekli olduklarını gösterdiler. Arap ortaklarına tek kullanımlık geçici eşyalar gibi davranan onlarca yıllık Anglo-Amerikan vaatlerinin aksine, Çin-Rusya ittifakı, tüm paydaşlar için güvenlik ve kalkınma gibi somut, ölçülebilir faydalar sağlıyor.

 

Çok kutupluluk ve "kurallara dayalı uluslararası düzen"

 

ABD son on yılı küresel hegemonyasını kabul etmeyen uluslara, kurumlara ve bireylere yaptırımlar ve cezalar uygulayarak tüketirken, Çin sabırla Batı Asya ve Afrika devletlerini BRI'ye katıyordu: bugün 17 Arap ve 46 Afrika ulusu bunun bir parçası.

 

NATO üyesi Türkiye de sabırla Washington'un cezalarının bitmesini bekliyor ve Çin'i, ülkenin mevcut ekonomik sıkıntılarını ve kur dalgalanmalarını hafifletmenin bir yolu olarak görmeye başladı.

 

 

ABD Başkanı Joe Biden, Ekim ayında kuzeydoğu Suriye'yi işgal eden Kürt liderliğindeki Suriye Savunma Kuvvetleri'ne (SDF) askeri desteğini yeniden teyit etmesine rağmen, Kürt eli fazla abartılıyor. Pek çok kişi Kürtlerin IŞİD'e karşı bir çete olarak hizmet etmek üzere kandırıldığını ve bir Kürt devleti için verilen sözlerin Esad'ın devrilmesi rüyası kadar yanıltıcı olduğunu artık kabul ediyor.

 

Erdoğan bir süredir her iki dünyada da yürümeyi denemiş olabilir, ancak Türkiye'nin tek hayatta kalma şansının, her ikisi de Suriye egemenliğini savunmayı talep eden Rus askeri işbirliğine ve Çin'in (Orta Koridor şeklinde Türkiye'den geçen)  BRI'sine bağlı olduğu giderek daha açık hale geldi.

 

 

 

Çeviri: Medya Şafak