EHL-İ BEYT OKULU

ÖZEL: Şiî kelamı ve Mu‘tezilî söylem: İmamiyye kelamının Mu‘tezile’den etkilenmesi meselesi hakkında değerlendirmeler

ÖZEL: Şiî kelamı ve Mu‘tezilî söylem: İmamiyye kelamının Mu‘tezile’den etkilenmesi meselesi hakkında değerlendirmeler

Hakîm Feyyâz Lâhicî’ye (ö. 661) göre, İmamiyye’nin inanç esaslarının büyük ölçüde Mu‘tezile ile benzerlik göstermesinin sebebi ne Mu‘tezile’den etkilenmesidir ne de onların kelam usullerini iktibas etmesidir; aksine bu benzerlik, bir yandan Mu‘tezile’nin felsefeden faydalanmasından, diğer yandan İmamiyye’nin -İmamlarından (a.s.) aldıkları- kelam usullerinin felsefî ilkelerle uyumlu olmasından kaynaklanmaktadır:

ÖZEL: Nehcü'l-Belâğa'nın Sıhhati

ÖZEL: Nehcü'l-Belâğa'nın Sıhhati

İmam Ali’nin konuşmaları Şerîf Razî’nin doğumundan önce bile ulema tarafından iyi bilinmekteydi. Mesela hicrî 340'ta vefat eden tarihçi Mes'udî -bu tarih Şerîf Razî'nin vefatından 66 sene öncesine denk düşmektedir- Murûcu'z-Zeheb adlı kitabının ikinci cildinin 431. sayfasında şu sözleri yazmıştır: "Ali b. Ebu Talib'in 480‘den fazla konuşması sayısız insan tarafından hıfzedilmiştir."

ÖZEL: İmam Zeynelâbidin’in (a.s.) Siyer Rivayetlerinin Tahrifini Önlemedeki Rolü

ÖZEL: İmam Zeynelâbidin’in (a.s.) Siyer Rivayetlerinin Tahrifini Önlemedeki Rolü

"İslâm dünyasında siyer yazıcılığı Urve ve Zührî’nin öncülüğünde, belli bir hizbe hizmet etmek amacıyla, bir açıdan hastalıklı bir disiplin olarak ortaya çıkmıştır. İmam Zeynelâbidin’den (a.s.) nakledilen siyer rivayetlerinin muhtevası, onun bu alana girme nedenini göstermekte ve amacının siyer rivayetlerini tashih etmek ve Ehl-i Beyt’i (a.s.) savunmak olduğunu somut bir biçimde ortaya koymaktadır."

Allâme Tabatabai oğluna Henry Corbin hakkında ne demişti?

Allâme Tabatabai oğluna Henry Corbin hakkında ne demişti?

"Bir gün babam bize döndü ve benzersiz bir neşeyle, bu profesör (Henry Corbin) İslam'a inandı ama koşullar bunu resmi ve aleni şekilde ifade etmesine izin vermiyor, dedi.”

ÖZEL: Kerbelâ Olayı’nda Osmanî Düşüncenin Tezahürleri

ÖZEL: Kerbelâ Olayı’nda Osmanî Düşüncenin Tezahürleri

"Bu makalede, tarihsel kanıtlara ve örneklere dayanılarak, Yezid ordusu askerlerinin Osmaniyye düşüncesinin hâkimiyeti altında oldukları gösterilmiş ve Kufeli olmalarından dolayı onların zorunlu olarak Şiî olmaları gerektiği görüşünün tarihsel bir safsatadan ibaret olduğu ortaya konulmuştur."

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (31) (SON): Hz. Muhammed Akl-ı Küll'dür / Mutlak Kemâl mazharsız olmaz / Her zaman bir İmam vardır

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (31) (SON): Hz. Muhammed Akl-ı Küll'dür / Mutlak Kemâl mazharsız olmaz / Her zaman bir İmam vardır

Hz. Hatmî Mertebet’in (Muhammed'in) (s.a.a.) aklı, Sâdır-ı Evvel’dir (ilk sudûr eden). Sâdır-ı Evvel de Akl-ı Küll’dür. Vahiy de Akl-ı Küll’den başka bir şey değildir.

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (30): Felsefe Varlık’ı, bilim varlıkları inceler / Varlık bitişik, mahiyetler (şeyler) ayrıktır

İbrahimî Dinânî: Feyz-i Kâşânî Söyleşileri (30): Felsefe Varlık’ı, bilim varlıkları inceler / Varlık bitişik, mahiyetler (şeyler) ayrıktır

Metafiziğin anlamını kavrayamayanlar onun fizikten ayrı olduğunu sanırlar. Bazıları fiziğin bittiği yerde kocaman bir boşluğun başladığını ve metafiziğin bundan sonra geldiğini savunmaktadırlar. Bu, kuruntudan başka bir şey değil. Öncelikle bilmemiz gereken şey, varlık âleminde boşluk diye bir şeyin olmadığıdır. Hayır, tüm varlık birbirine vâsıldır. Ancak âlemdeki bu ittisalin yanında bir fasl da mevcuttur. Yani mahiyetler birbirlerinden ayrıdırlar.

Loading...