Eski İranlı diplomat Amir Musavi, 12 Ağustos 2025'te Dijlah TV'de (Irak) verdiği bir röportajda, İran'ın en üst seviyede İsrail ile "büyük bir çatışmaya" hazırlandığını ve İmam Hamaney'in fetvasını değiştirip nükleer silah arayışına girmesi için iç ve dış kaynaklı baskı altında olduğunu söyledi.
22.07.2025
19.07.2025
5.07.2025
2.07.2025
20.06.2025
25.05.2025
“The Jerusalem Center for Security and Foreign Affairs” (Kudüs Güvenlik ve Dış İlişkiler Merkezi) adlı Siyonist araştırma enstitüsünün sitesinde yayımlanan bir analizde, İran’ın İsrail rejimi için birincil problem olduğu belirtiliyor. Kurum, İran İslam Cumhuriyeti karşısında izlenmesini önerdiği politikasını ise şu satır başlarıyla özetliyor:
Bu çalışmada ortaya konulan bulgulara göre, “Câhiliye ölümü” başlığı altında sınıflandırılan hadislerin imama itaatin zorunluluğundan, Müslüman cemaati arasında ayrılık çıkarmaktan imtina etmekten ve Müminlerin Emiri Ali’ye (a.s) muhabbet beslemenin bir iman nişanesi olduğundan söz eden kısmının güvenilir oldukları ve sahih senetle rivayet edildikleri anlaşılmaktadır.
Ebu Zuhri şunları söyledi: "Dünyanın herhangi bir yerinde silah taşıyabilen herkes harekete geçmelidir. Patlayıcı, kurşun, bıçak veya taşı esirgemeyin. Herkes sessizliğini bozsun. Gazze'deki katliam ve açlık karşısında Amerikan ve Siyonist işgalin çıkarları güvende kalırsa hepimiz günahkâr oluruz."
"Bu nedenle, ciddi tehdit zamanlarında İran, İslami sistemin hayatta kalmasını sağlamak için birincil ilkelerden bazılarını geçici olarak askıya alabilir. Laricani'nin ifadeleri, fıkhî açıdan inkâr edilemez kanıtlara sahiptir ve stratejik açıdan da tamamen anlaşılabilirdir."
İbrahim Rabbe şöyle dedi: “Keşke İşmael (שְׁמָעֵאל) [İsmail] Senin veçhin için baki kalsa… [Rab ona şöyle cevap verdi:] “Senin İşmael [İsmail] hakkındaki [sözüne/duana] icabet ettim. Ona bereket vereceğim ve onu Me’od Me’od [Muhammed] vasıtasıyla yücelteceğim; [O,] on iki imamı vücuda getirecek ve [Ben,] onu büyük bir millete dönüştüreceğim. (Tekvin, 17: 18-20)
Çok yakın bir gelecekte, ABD'nin askeri üslerini genişlettiği Kuzey Doğu Suriye, ABD işgali altındaki El Tenef'in orta kesimi ve İsrail rejimi tarafından işgal edilen Güney Suriye fiziksel olarak birbirine bağlanacak. Kuzey Doğu'dan gelen Suriye petrolü bu kara koridoru aracılığıyla doğrudan "İsrail'e" ulaşabilecek. Daha önce, petrol Kuzey Doğu Suriye'den Irak Kürdistanı'na, ardından Türkiye'ye ve Türkiye'den Ceyhan yoluyla İsrail limanlarına taşındığında uzun bir yol katetmesi gerekiyordu.