“The Jerusalem Center for Security and Foreign Affairs” (Kudüs Güvenlik ve Dış İlişkiler Merkezi) adlı Siyonist araştırma enstitüsünün sitesinde yayımlanan bir analizde, İran’ın İsrail rejimi için birincil problem olduğu belirtiliyor. Kurum, İran İslam Cumhuriyeti karşısında izlenmesini önerdiği politikasını ise şu satır başlarıyla özetliyor:
2.04.2025
13.03.2025
7.03.2025
4.03.2025
21.12.2024
19.12.2024
ISNA gibi İranlı haber kaynaklarında, İsrail rejimine ve bölgedeki Amerikan üslerine ulaşabilen, bazıları saatte 560 mil hıza ve 1242 mil menzile sahip dokuz tür füze sergilendi. Bu füzelere bir göz atalım…
Nasrallah ve antisemitizm hakkındaki tüm anlatılara rağmen, Beyrut'taki Maghen Abraham Sinagogu'nun yeniden inşasına yardım edenin Nasrallah yönetimindeki Hizbullah olduğunu göz önünde bulundurmakta fayda var. Arab News, Nasrallah'ın “Sinagog dinî bir ibadet yeridir” ve “Restorasyonu memnuniyetle karşılanır” dediğini aktardı. Nasrallah, 2012 yılında Filistin'le ilgili bir tartışma sırasında Julian Assange'a şunu söylemişti:
Fettah-1’in hızı Mach 13 ila 15'tir. Bu da onu hipersonik hızın alt sınırından (Mach 5) 3 kat daha hızlı yapıyor. General Hacızade bu füzenin üretiminin İran füze endüstrisinde "dev bir sıçrama" olduğunu belirmişti. İran'dan önce, operasyonel hipersonik füzeleri üretme teknolojisine yalnızca Rusya, Çin ve Hindistan ulaşmıştı ve daha sonra Kuzey Kore de onlara katıldı.
Hamas, selefi FKÖ'nün hem savaşta hem de müzakerelerde yaptığı hatalardan zekice dersler çıkarmış enerjik bir siyasi oluşumdur. Entelektüel, siyasi ve askeri kaynaklarını titizlikle İsrail'i ve onun psişik ağırlık merkezini anlamaya yatırmıştır. Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, Hamas artık Filistin mücadelesine önderlik eden birincil güçtür.
Yazının tüm felsefi-politik öncüllerine ve sonuçlarına katılmasak da, post-modernizm ve liberalizmin radikal-devrimci söylemler ve bunların entelektüel-ideolojik taşıyıcıları içindeki nüfuz gücüne ve bu kişilerin emperyalist sistem tarafından nasıl işlevsel kılındıklarına ışık tutan önemli bir analiz olduğunu düşünüyoruz.
"On yedi yaşındayken Sartre hakkında eleştirel yazılar kaleme aldığımı, on dokuzumda da yüzüncü doğum yıldönümü münasebetiyle Lenin hakkında makaleler yazdığımı hatırlıyorum."