Savunmadan saldırıya: Hizbullah yenilmez bir güç haline geliyor

Savunmadan saldırıya: Hizbullah yenilmez bir güç haline geliyor
Haliva, geçtiğimiz Mart ayında Lübnan ile işgal altındaki Filistin arasındaki sınıra yaklaşık 60 km uzaklıktaki Megiddo Kavşağı'nda meydana gelen ve bir İsraillinin ağır yaralandığı olaya atıfta bulundu. İşgalci İsrail, patlamanın Hizbullah tarafından gerçekleştirilen bir sızmanın sonucu olduğunu iddia ediyor.

 

 

 

Marwa Haidar

 

Almanar

 

Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, 26 Mayıs 2000 Cuma günü sınır kasabası Bint Cubeyl'de cesurca "İsrail'in bir örümcek ağından daha zayıf olduğunu" ilan etmişti.

 

"Yenilmez" ordusuyla tanınan "İsrail"in nasıl olup da zayıf bir örümcek ağına benzetilebileceğini sorgulayan pek çok gözlemciyi başlangıçta şaşırtan bu ifadenin derin yankısı bugün hâlâ sürüyor.

 

Ancak Seyyid Nasrallah'ın ufuk açıcı konuşmasından bu yana geçen 23 yıl içinde Lübnan Hizbullahı bir dizi önemli değişim geçirerek hem saldırı hem de savunma amaçlı şehir savaşı taktiklerini benimsedi.

 

'Savunmacı' Hizbullah

 

İsrail'in 1982'de Lübnan'ı işgal etmesinin ardından Hizbullah, öncelikle Lübnan'ı İsrail saldırganlığına karşı savunmaya odaklanan bir direniş hareketi olarak ortaya çıktı.

 

Durdurulamayan operasyonlar, İsrail işgalini 1985 yılında Beyrut'tan ve ardından Sayda'dan güneydeki sözde güvenlik bölgesine çekilmeye zorladı. Lübnanlı direniş grubu daha sonra 1993 ve 1996'da İsrail saldırılarını püskürttü. Hizbullah ardından Mayıs 2000'de İsraillileri Lübnan'dan çıkmaya zorladı ve 2006'da da 33 gün süren bir savaşla karşı karşıya kaldı.

 

Hizbullah 24 yıl boyunca (1982'den 2006'ya kadar) savunma pozisyonunda kalmıştı. Her ne kadar 1996'da ve 2006'da işgal altındaki topraklara roket atılması da dâhil olmak üzere bir dizi saldırı gerçekleştirse de Lübnan direnişi bunlarla İsrailli düşmana karşı caydırıcı bir denge kurmayı amaçlıyordu. Dolayısıyla bu saldırılar sadece savunmaya yönelikti.

 

Hizbullah 2006 yılından bu yana kayda değer bir dönüşüm geçirdi ve iyi eğitimli bir saldırı gücü olarak ortaya çıktı.

 

Büyük Sürpriz

 

2006 Temmuz Savaşı’nın birinci yıldönümü olan Ağustos 2007'de Hizbullah Genel Sekreteri "gelecekteki herhangi bir savaşta güçler dengesini değiştirecek büyük bir sürprizin" sözünü verdi.

 

Birkaç yıl içinde Siyonist varlık bu büyük sürprizin Hizbullah savaşçılarının işgal altındaki Celile'yi işgal etmesi olduğundan emin oldu ve bu durum Ocak 2019'da Seyyid Nasrallah’ın "İsrail, Hizbullah'ın Celile'yi işgal edebileceğinin farkında" sözleriyle açıkça ilan edildi.

 

Bu sürpriz, Hizbullah'ın askeri stratejilerindeki değişim açısından, özellikle de Lübnanlı direniş grubu ile Siyonist varlık arasındaki güç dinamiklerinde dramatik bir dönüşüm olarak özetlenebilir. Kısacası, savunma durumundan saldırı pozisyonuna geçildi.

 

Suriye Savaşı

 

Hizbullah'ın Suriye'deki savaşa katılımı, beklentilerin ve tahminlerin ötesinde, savunmadan saldırıya geçişin büyük bir göstergesiydi.

 

Hizbullah 2013-2018 yılları arasında Suriye'nin Kusayr, Humus, Halep, Kalamun ve Ersal bölgelerinde tekfirci teröristlere karşı birçok saldırı düzenledi.

 

Suriye'deki geniş çaplı operasyonel angajman Hizbullah’ı gelişmiş silahlar, operasyonel planlama, gelişmiş komuta ve kontrol sistemleri ile tanıştırmıştır.

 

Hizbullah'ın Suriye'de savaştığı yıllar boyunca edindiği operasyonel deneyim, örgütsel, profesyonel ve komuta kabiliyetlerini, diğerlerinin yanı sıra uzun süreli çatışmaların yönetimi, düşük ve yüksek yoğunluklu çatışmaların iyileştirilmesi ve saldırı taktiklerine katkıda bulunabilecek gelişmiş sistemlerin işletilmesini içerecek şekilde geliştirmiştir.

 

Hizbullah'ın taktikleri İsrailli karar alıcılar için her zaman endişe konusu olagelmiştir. Özellikle de Hizbullah'ın 'büyük sürprizi' ve Suriye savaşından elde edilen uzmanlık göz önüne alındığında.

 

Megiddo bombalaması

 

Son haftalarda İsrailli yetkililer Hizbullah'a yönelik tehditkâr söylemlerini arttırdılar. İsrail Askeri İstihbarat Dairesi Başkanı Aharon Haliva geçtiğimiz Pazartesi günü (22 Mayıs) Herzliya'da düzenlenen bir konferansta Seyyid Nasrallah'ın "bölgesel bir savaşa yol açabilecek bir hata yapmaya yakın olduğu" uyarısında bulundu.

 

Bu bağlamda Haliva, geçtiğimiz Mart ayında Lübnan ile işgal altındaki Filistin arasındaki sınıra yaklaşık 60 km uzaklıktaki Megiddo Kavşağı'nda meydana gelen ve bir İsraillinin ağır yaralandığı olaya atıfta bulundu. İşgalci İsrail, patlamanın Hizbullah tarafından gerçekleştirilen bir sızmanın sonucu olduğunu iddia ediyor.

 

Hizbullah olayla ilgili yorum yapmayı reddederken, Seyyid Nasrallah bombalamanın "İsrail'in kafasını karıştırdığını" ve grubun sessizliğinin İsrail işgaliyle yürütülen "siyasi, medya, askeri ve psikolojik savaşın bir parçası" olduğunu söylemekle yetindi.

 

Haliva, Pazartesi günkü açıklamaları sırasında "Megiddo Kavşağı'ndaki teröristin hikâyesinin tek seferlik olmadığını" da kaydetti.

 

İsrailli yetkili, Hizbullah'ın başka sızma girişimlerine hazırlanıyor olabileceğinden, bunun Siyonist varlığın tolere edemeyeceği bir duruma varmasından endişe duyduğunu belirtti. Bu durum Hizbullah'ın saldırgan bir aktöre dönüşmesinin başka bir yönü olarak değerlendirilebilir.

 

Hizbullah'ın savunma gücünden saldırı gücüne dönüşmesi bölgedeki kuvvet dinamiklerinde önemli bir paradigma değişikliğini temsil ediyor. Lübnanlı direniş hareketi, yenilmezlik unvanını 'İsrail'in elinden alabilecek güçlü bir oyuncu olarak ortaya çıkmış durumda.

 

Medya Şafak