"PYD-YPG, El Kaide’ye Karşı Savaşı Nedeniyle Geniş Destek Buluyor"

"PYD-YPG, El Kaide’ye Karşı Savaşı Nedeniyle Geniş Destek Buluyor"
El Monitor'dan, PYD'nin Suriye Kürdistanı'ndaki giderek artan etkisi hakkında önemli bir analiz...

PYD-YPG, El Kaide'ye karşı savaşı nedeniyle geniş destek topluyor

 

Wladimir van Wilgenburg

 

Al-monitor.com

 

17 Temmuz günü Kürt savaşçılar, Kürtçe'de Serekaniye olarak bilinen karma şehir Res'ulayn'dan cihadçı grupları çıkardı. Sonrasında, El Kaide ile Halk Savunma Birimleri (YPG) arasındaki çatışma Kuzey Suriye'nin pek çok bölgesine yayıldı. Radikal İslamcılarla savaşa girmesi, Türkiye'nin Kürt isyancılara yakınlığına rağmen, YPG'ye verilen desteği arttırdı.

 

YPG bağımsız olduğunu iddia ediyor, fakat Demokratik Birlik Partisi'ne (PYD) ve Kürdistan İşçi Partisi'ne (PKK) yakın. YPG kendisini tarafsız olarak görse de, YPG kamplarında her yerde PKK lideri Abdullah Öcalan'ın resimleri görülüyor ve YPG savaşçıları Öcalan'ın felsefesini izlediklerini söylüyor.

 

“YPG'nin bir parti için olmadığını yahut bir partinin çıkarına olmadığını söyleyebilirim. YPG bir gerekliliktir, çünkü toprağımıza gelen silahlılar PYD veya bir başka parti için gelmedi, bütün Kürt toprağına, halkına ve kültürüne saldırmaya geldiler.” YPG komutanı Militan Derik, İslamcı isyancılardan bu şekilde bahsediyor.  

 

Serekaniye'de konuşan Derik, Al-Monitor sitesine “Diğer partilere neden bizi desteklemediklerini sormak istiyoruz. Buna ilişkin bir cevaba ihtiyacımız var” dedi. Bu sözleriyle, PYD'nin rakibi olan ve YPG'yi kabul etmeyen Kürt partilerini kastediyor.

 

23-25 Kasım 2012'den itibaren Kürt Ulusal Konseyi ve PYD bağlantılı Batı Kürdistan Halk Konseyi görüşmeler yaparak birleşik bir Kürt ordusu kurma konusunda anlaşmaya vardı, ancak anlaşmanın ortaya çıkmasından hemen sonra YPG bunu reddetti ve yalnızca “halkla birleşeceğini” söyledi.

 

YPG diğer Kürt milislerini tehdit olarak görüyor. Derik, “Onlar Rojava'da [Suriye Kürdistanı] başka bir güç yaratmak için KDP'den [Kürdistan Demokratik Partisi] ve Türkiye'den destek alıyorlar, ve bunu kendi gündemleri nedeniyle yaptılar” diyor.

 

Bununla birlikte pek çok Kürt partisi YPG'ye ve Asayiş'e katıldı; KDP dahil olmak üzere Barzani'ye yakın olan Kürt partileri ise bir ulusal Kürt ordusu olarak YPG'yi reddetti.

 

Bu yüzden anlaşmadan sonra diğer Kürt partileri, kendi milis güçlerini kurabileceğini ümit etti, fakat üyelerinin çoğu tutuklandı ve zorla silahsızlandırıldı.

 

Kürt Birlik Partisi üyesi Enver Asso, “Yüksek Kürt Konseyi kurulduğu zaman biz, onun askeri komitesinin bir parçası olacağımızı söyledik, fakat bu yapı henüz aktif değil” dedi. Onun da bir parçası olduğu Şeyh Maşuk Haznavi Tugayı'nın üyeleri Mayıs 2013'te tutuklandı ve daha sonra serbest bırakıldı.

 

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi başkanı ve KDP lideri Mesud Barzani, çoğunluğu Suriye Kürdistan Demokratik Partisi (KDP-S) üyesi olan milislere Irak içinde eğitim verdi. 28 Mayıs 2013 tarihinde PYD güvenlik güçleri, Irak sınırından Suriye'ye girmeye çalışan 74 eğitimli KDP-S üyesini tutukladı. Sonrasında PYD'nin politikaları karşısında hayalkırıklığına uğrayan KDP, sınırı kapattı.

 

Erbil'de Abdülhakim Beşar, “Hiçbir zaman [YPG'nin] parçası olmayacağız” dedi. Barzani destekli KDP-S'nin lideri, “Kürt bölgelerinde onların ordusuyla koordinasyon teklifinde bulunduk, fakat YPG'nin adı altında değil” şeklinde konuştu.

 

Fakat şimdi PYD'nin rakiplerinin bazı destekçileri bile, İslamcılardan duyulan korku nedeniyle El Kaide'yle savaşmak üzere YPG'ye katılıyorlar. Bir YPG savaşçısı ve Kürt medya grubu MAFDAR'ın bir üyesi olan Azad Evdike, “KDP-S'den bir arkadaş Amuda'dan Mala Mustafa Barzani'nin [Irak'taki] mezarına gitti ve şimdi YPG ile çalışıyor” dedi.  

 

Bu yüzden birleşik bir Kürt ordusu kurma anlaşmasına rağmen YPG giderek artan oranda, Kürtler arasında El Kaide ile savaşacak tek güç olarak görülüyor. Serekaniye'de PYD ve YPG geçmişte zayıftı, fakat şimdi desteğe sahipler. 

 

Bir terzi olan Şerefeddin Barezi, Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile bağlantılarının olduğunu ve üyelerinin Serekaniye'ye gelmesine yardım ettiğini söyledi.

 

Barezi, ÖSO'nun rejim ordusunun üyelerini infazına gönderme yaparak “Serekaniye'ye saldırdıklarında, ordu güvenliğine yönelik suçları gördükten sonra, bunun bir özgürleştirme olmadığını gördüm” dedi. Grubunun, ÖSO gruplarının gerçekleştirdiği gasp, yağma ve idamları gördükten sonra önce ÖSO tugaylarına karşı savaştığını, arkasından grubuyla birlikte YPG'ye katıldığını ileri sürdü.

 

Eski ÖSO savaçısı Muhammed Ahmed Heso da, başlangıçta ÖSO'ya yardım etmesine rağmen YPG'ye katılmış. “Bu insanlar özgürlük istemiyor, onlar gangster. Eğer özgürlük istiyor olsalar, bütün Serekaniye halkı, YPG bile onları destekler” diyor. 

 

Siviller, YPG'ye olan desteğin arttığını söylüyor. Serekaniye kasabasından bir kasap olan Ahmed Hemo, “İnsanlar YPG'ye saygı gösteriyor, çünkü onlar halkı korudu ve bizi kurtardı” diyor. “Biz [PYD ve YPG'nin] bir olduğunu görebiliyoruz. İnsanlar, pek çoğu PYD'yi sevmese de, Serekaniye'de olanlardan sonra onların ideolojisinin en iyisi olduğunu gördü. Halkı korumayan diğerleri, yanlış yoldaki partilerdir.”

 

YPG'yi destekleyenler yalnızca PYD destekçileri değil. Erbil'de yaşayan bir KDP-S üyesi olan Muhammed Reşo, YPG'nin Kürtlerin koruyucusu olduğunu düşünüyor ve “Bana göre Suriye Kürtlerinin çoğu, YPG'yi köyleri Selefi saldırılarından koruyan güç olarak görüyor ve YPG bir ulusal güç olarak düşünülebilir” diyor.

 

Ancak, şehirlerin dışında faaliyet yürüten YPG'den farklı olarak, PYD'nin şehirlerin içinde faaliyet yürüten yarı resmi polis gücü Asayiş hakkında aynı şeyi düşünmüyor.

Reşo, “Asayiş… özel bir partizan yaklaşım izliyor ve pek çok hata yapıyor” diyor. Bazıları Asayiş'i, rakip Kürt partilerin üyelerini tutuklamakla suçluyor.

 

El Kaide ile çatışmaların başlamasından önce, PYD'nin şöhreti 27 Haziran günü Amuda şehrinde altı göstericinin öldürülmesi ve çok sayıda Kürt aktivistin ve parti üyesinin tutuklanması nedeniyle zarar görmüştü. Bazılarının iddiasına göre çatışmaların başlamasının nedeni buydu ve PYD de bir geçici yönetim oluşturma planını açıkladı.

 

Kürtlerle İslamcılar arasında çatışmalar başladıktan sonra Amuda halkı bile fikirlerini değiştirdi. Yerel bir Kürt gazeteci ve Kürt Birlik Partisi üyesi Feridun Qico şunları söyledi:  “Amuda'daki ve diğer şehirlerdeki ulusal duyguları biliyorsunuz. Bunlar, devrimde olanların ve Serekaniye'de olanların sonuçlardıdır. Bu sonuçlar, gençlerin fikirlerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu.”

 

Qico, “Savaşanlar yalnızca YPG değil, aynı zamanda bizim arkadaşlarımızdı” dedi. “Bir kişi olarak ben, onlara kurşun kullanmaları için yardım ettim ve Serekaniye'ye yapılan ilk ekmek yardımı benden geldi”.

 

Bu nedenle, YPG ile El Kaide arasındaki çatışmalar giderek artan oranda YPG'ye Kürt silahlı gücü olarak meşruiyet ve destek kazandırıyor.

 

Kürt Birlik Partisi içindeki bir lider olan Fuad Aliko ise şunları söylüyor: “Kürtler El Nusra ve El Kaide'den korkuyor ve PYD'nin El Nusra'dan daha iyi olduğunu düşünüyor. Eğer El Nusra gelirse hepimiz PYD'li oluruz. Eğer Qamişlo'ya gelirlerse ben de PYD ile birlikte El Nusra'ya karşı savaşırım.”  

 

Wladimir van Wilgenburg Kürt siyaseti alanında uzmanlaşmış bir siyasal analisttir. Jamestown Foundation yayınlarında ve Near East Quarterly ile World Affairs Journal gibi başka gazetelerde çok sayıda yazısı yayınlanmıştır. Halen Kürt gazetesi Rudaw için yazmaya devam etmektedir. Twitter'dan takip etmek için: @vvanwilgenburg

 

Çev: Selim Sezer

 

medyasafak.com