"Mısır Müslüman Kardeşleri: Erken Bir İntihar"

"Mısır Müslüman Kardeşleri: Erken Bir İntihar"
"Bugün Müslüman Kardeşler’e karşı duran güçler, çeşitli nedenlerden ötürü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy vermeye gitmeyen, fakat 29 Haziran – 2 Temmuz arasında Mursi’nin istifa etmesi için sokaklarda bulunan kişileri de saydığınızda, Mısır’ın ezici çoğunluğunu temsil ediyor."

İbrahim el Emin

El Ahbar

Mısır'daki Müslüman Kardeşler, kendi yönetimine karşı siyasi, dini ve ideolojik alanlardan geniş bir çeşitlilik taşıyan bir muhalefetle karşılaştı. Bu alanlardan figürler, eski otoriter rejimin devrilmesinde kilit bir rol oynadı ve şimdi de ülkenin sessiz çoğunluğunu, Mısır'ın gördüğü en büyük gösterilerden bazılarında sokaklara çıkmaya ikna etti. 

İhvan yönetimiyle geçen bir yıl içinde İslamcı partinin hükümette felaket getiren işlerine karşı, tüm kökenlerden insanları içine çeken ve aydınları, işçileri, Nasırcıları, laikleri, Hristiyanları, silahlı kuvvetleri ve hatta Mübarek rejimi yanlılarını birleştiren muhalif bir siyasi akım oluştu.

Mısır Müslüman Kardeşler'i, iktidardan uzaklaştırılmasını kabul edemeyen ve kendisine karşı bir araya gelen insanların açık kitleselliğini göremeyen erken bir intihara yönelmiş görünüyor.

İhvan üyelerinin devrilmelerine verdikleri yanıt, Tunus, Yemen, Libya ve Türkiye gibi, ortaklarının iktidarda olduğu diğer ülkelerde olayların akışını etkileyebilir. Suriye'deki İhvan'ı da ülkenin krizinden çıkışa siyasi bir çözüm bulma yönündeki tüm girişimleri baltalamaya itebilir.

Bir yıldan fazla zaman önce yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk turu, Müslüman Kardeşler'in Mısır'daki desteğine dair bir gösterge sunuyor. Hareketin adayı, Muhammed Mursi, oyların sadece çeyreğini aldı. İkinci turda ise, diğer seçeneğin Mübarek'in halefi  Ahmed Şefik olması sayesinde ilave yüzde 25 daha kazanabildi.

Bugün Müslüman Kardeşler'e karşı duran güçler, çeşitli nedenlerden ötürü Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy vermeye gitmeyen, fakat 29 Haziran – 2 Temmuz arasında Mursi'nin istifa etmesi için sokaklarda bulunan kişileri de saydığınızda, Mısır'ın ezici çoğunluğunu temsil ediyor.

Dolayısıyla ordunun ikinci devrim dalgasındaki rolü, tartışmasız bir şekilde Mısırlı kitleler tarafından başlatılan adımı basit bir şekilde tamamlamak – Cumhurbaşkanı ve partisinin kontrol ettiği kurumların anayasal meşruiyetini sonlandırmak – idi.

Çev: Selim Sezer

medyasafak.com