ÖZEL: Yenilgici Düşünceye Yanıt (9): Yenilgici bir retorik sorunun ifşası

ÖZEL: Yenilgici Düşünceye Yanıt (9): Yenilgici bir retorik sorunun ifşası
Yenilgicilerin bize “İsrail”i kabul ettirmek için başvurdukları en aptalca numaralardan biri de şu de ahmakça retorik soruyu sormaktır: "Siz neyi tanımıyorsunuz ki? Biz son birkaç on yıldır başka neyle savaşıyoruz? Yel değirmenleriyle mi, yoksa gerçek bir varlıkla mı? 'İsrail'i olumlu ya da olumsuz bir şekilde ele almanız gereken bir gerçeklik olarak kabul etmelisiniz!”

 

 

Free Arab Voice

 

Yenilgicilerin bize “İsrail”i kabul ettirmek için başvurdukları en aptalca numaralardan biri de şu de ahmakça retorik soruyu sormaktır: "Siz neyi tanımıyorsunuz ki? Biz son birkaç on yıldır başka neyle savaşıyoruz? Yel değirmenleriyle mi, yoksa gerçek bir varlıkla mı? 'İsrail'i olumlu ya da olumsuz bir şekilde ele almanız gereken bir gerçeklik olarak kabul etmelisiniz!”

 

“İsrail” elbette mevcuttur, bunu biz de biliyoruz! Ancak bunu söyleyip duranlar, bu açık gerçeği her zaman “İsrail”in var olma HAKKININ tanınmasını kolaylaştırmak için kullanıyorlar. Bunlar iki farklı şeydir.

 

Özellikle, bu durum ilk olarak seksenli yılların başında, Fransa'daki FKÖ temsilcimiz İbrahim As-souss’un “İsrail”in mevcudiyetine dair tumturaklı açıklaması ile ortaya atıldı! “Filistinliler yel değirmenleriyle savaşmıyordu!” Daha sonra bu gerçeklik kabul edildiğinde “İsrail'in” var olma HAKKINI tanımak için bahaneye dönüştürüldü.

 

Ancak Filistin davasıyla ilgilenen ve “İsrail”in gerçekten de var olduğunu bilenler, bunun yarattığı acının da farkındadırlar. Onlar bu gerçekliği aslanın avını incelemesi gibi dikkatle incelerler ve ardından stratejik saldırı için özenle hazırlanırlar. Onunla uzun zamandır görmedikleri bir dost ya da kuzen gibi gülümseyerek el sıkışmazlar!

 

 

Medya Şafak