ABD ve Batı yaptırımları Rus ekonomisini daha da güçlendirdi

ABD ve Batı yaptırımları Rus ekonomisini daha da güçlendirdi
Yazar Kenneth Rogoff ise Batı yaptırımlarının Rus ekonomisini felce uğratamamasını, bu yaptırımların İran ya da Kuzey Kore'ye uygulananlardan çok daha hafif olmasına, özellikle de üçüncü bir tarafa yaptırım uygulanmasını içermemesine bağlıyor.

 

 

 

Jamal Wakim

 

Almayadeen

 

 

Petrol ihracatındaki artış ve sanayi üretimindeki büyüme

 

Görünen o ki, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik askeri harekâtının başlamasının ardından Rus ekonomisine uygulanan Batı yaptırımları, Rusya'yı Amerikan ve Batılı diktelere boyun eğdirecek şekilde bir ekonomik ve dolayısıyla sosyal krize itme hedefine ulaşamadı.

 

Rus ekonomisinin büyümesi

 

Uluslararası Para Fonu tarafından yayınlanan bir rapora göre, Rusya ekonomisi, başta petrol ve gaz olmak üzere ihracatını, kendisine yaptırım uygulayan Batılı ülkelerden uzaklaştırıp Çin, Hindistan ve Brezilya gibi yaptırım uygulamayan ülkelere yakınlaştırarak Batılı baskılara karşı beklenmedik bir bağışıklık ve dayanıklılık sergiledi. Bu durum, Rusya ekonomisinin 2022 yılının üçüncü çeyreğinde yeniden etkin hale gelmesine katkı sağladı ve Rusya ekonomisinin performansındaki bu iyileşmenin 2023 yılında da devam etmesi bekleniyor. Rusya ekonomisi, küresel pazarlardaki yüksek petrol ve gaz fiyatları sayesinde gelirlerini artırabilmiş ve iç pazarındaki malları kullanma yoluyla ithal ikamesine giderek yüzde 2'yi aşan bir büyüme oranı elde edebilmiştir.

 

Bloomberg Agency tarafından hazırlanan bir rapora göre, Rus petrol ihracatı, Batı yaptırımlarına rağmen, önceki yedi yıla kıyasla bu yıl en büyük büyümeyi kaydetti. Ajansa göre bu yılın Nisan ayının ilk üç haftasında petrol ihracatı günde yaklaşık 1,9 milyon varil olarak gerçekleşti ki bu miktar, Moskova'nın, Yedi Sanayileşmiş Ülke Grubu'nun Rus petrol fiyatlarına sınır koyma girişimine karşılık petrol üretimini günde 500.000 varil azaltacağını açıklamasına rağmen 2016'dan bu yana görülen en yüksek rakama karşılık geliyor. Rusya; Türkiye üzerinden Fas, Tunus ve Libya dâhil olmak üzere Kuzey Afrika'da yeni petrol pazarlarına ulaşmayı başardı. Rusya, başta Brezilya olmak üzere Latin Amerika ülkelerine yaptığı petrol ihracat hacmini de artırdı. Brezilya'nın Rusya'dan yaptığı petrol ithalatı Nisan ayı itibariyle Brezilya'nın toplam petrol ithalatının yüzde 53'ünü oluştururken, geçen yıl Rusya'dan yapılan petrol ithalatı Brezilya'nın toplam petrol ithalatının sadece yüzde 0,2'sinden ibaretti.

 

Buna paralel olarak, Rus endüstrisi geçtiğimiz ay, Nisan 2022'ye göre yüzde 1,2 ve Şubat ayına göre yüzde 13,4 büyüdü. En yüksek büyüme yüzde 30,4 ile metal sanayi, yüzde 22,5 ile elektronik-bilgisayar ve yüzde 21,5 ile elektrikli teçhizat sektöründe gerçekleşti. Buna, bu yıl için enflasyon oranında önemli bir düşüş eşlik etti. Enflasyon endeksi Şubat ayındaki yüzde 10,99'a kıyasla Nisan ayında yüzde 3,15 olarak kaydedilirken, 2020'den bu yana ilk kez enflasyon endeksinin yüzde 4'ün altına düştüğü belirtildi. Uzmanlar, enflasyon endeksinin önümüzdeki aylarda tekrar yüzde 5 ila 7 arasına çıkmasını bekliyor, ancak 2024'te tekrar yüzde 4'ün altına düşeceği de öngörülmekte.

 

Batı yaptırımlarının başarısız olmasının nedenleri

 

Yazar Frank Vogl, ABD ve Batı'nın Devlet Başkanı Vladimir Putin'i destekleyen Rus oligarklara yönelik yaptırımlarının başarısız olmasının nedenini, birçok Batılı bankanın Rus parasının geri dönüşümüne ilgi duymasına ve ABD ve Batılı yetkililerin bu geri dönüşüm operasyonlarını engelleyememesine bağlıyor. Örneğin, Estonya'daki Danske Bank'ın 2018'de Rus işadamlarına ait en az 235 milyar doları geri dönüştürdüğünü ve bu geri dönüşüm operasyonları sonucunda büyük komisyonlar elde ettiğini aktarıyor.

 

Yazar Kenneth Rogoff ise Batı yaptırımlarının Rus ekonomisini felce uğratamamasını, bu yaptırımların İran ya da Kuzey Kore'ye uygulananlardan çok daha hafif olmasına, özellikle de üçüncü bir tarafa yaptırım uygulanmasını içermemesine bağlıyor. Yazar, Batı'nın Rusya ile iş yapan üçüncü bir tarafa yaptırım uygulaması halinde, bunun Rus ekonomisi üzerindeki baskıyı artıracağını, ancak aynı zamanda ekonomik küreselleşme çarkını geri iteceğini ve bunun da ABD'nin çıkarlarına zarar vereceğini belirtiyor. Rusya'nın Hindistan ve Çin'e petrol satmaya ve Siyonist rejimden taze meyve ve sebze almaya devam ettiğini de kaydediyor. Ayrıca, Rusya'nın Avrupa ile ticaret hacmindeki düşüşün ardından Rusya, Türkiye, Ermenistan, Kırgızistan ve Kazakistan arasındaki ticaret hacminin artmasına katkıda bulunan yeniden paketleme ve nakliye işlemleri yoluyla çok sayıda Rus malı ihraç edilmeye devam ediyor.

 

Batı'nın askeri teknoloji ve bileşenlere yönelik yaptırımları Rusya'nın yüksek hassasiyetli füze rezervlerini yenileme kabiliyetini sınırladı. Bununla birlikte yaptırımların Rusya'nın Ukrayna cephesinin büyük bölümünü akıllı kara mayınlarıyla döşemek için yeterli elektronik çip elde etmesini engellemediğini belirtmek gerekir. Bazı tahminlere göre şu anda Ukrayna topraklarının yüzde 30'u mayınlanmış durumda ve Rusya bunu askeri teknoloji için Çin'e başvurmadan yapabildi. ABD ve Batı, başta Devlet Başkanı Vladimir Putin olmak üzere Rus yetkilileri bile hedef alan geniş çaplı ve karmaşık mali yaptırımlar uyguladı. Ancak bu yaptırımlar öncelikle petrol ihracatına odaklanmış ve çok sayıda emtia ve ürünü muaf tutmuştur. Örneğin ABD, elektrik ihtiyacının yüzde 20'sini karşılayan nükleer santrallerini çalıştırmak için hâlâ Rus uranyumunu ithal ediyor.

 

Ukrayna'daki özel askeri operasyondan önce, Rusya büyük ticaret fazlaları elde ediyordu ve bu da yabancı para birimlerinde büyük rezervler biriktirmesini ve Ukrayna'daki askeri eylemlerin başlamasından hemen sonra kendisine uygulanacağını bildiği yaptırımları öngörerek yaklaşık 700 milyar dolarlık bir egemen fon oluşturmasını sağladı.

 

Amerika Birleşik Devletleri ve Batılı ülkeler Moskova ile iş yapan üçüncü taraflara yaptırım uygulamaktan korkuyor. Zira bu durum küresel bir durgunluğa yol açabilir; özellikle de satıcıların arasında Hindistan, Çin ve Brezilya gibi büyük ekonomiler bulunması ve şu anda Rusya ile ekonomik ilişkileri kesmenin yansımalarından muzdarip Batılı ülkelerin ekonomileri üzerinde olumsuz bir etki yaratmadan bu ülkelere yaptırım uygulamanın zorluğu yüzünden. Ayrıca pek çok üçüncü dünya ülkesi de Rusya ile ekonomik bağlarını koparmaya hazır değil. Batılı ülkeler, ikincil yaptırımlar (yani Rusya ile iş yapan üçüncü bir tarafa karşı yaptırımları) seçeneğine başvurmaları durumunda, hegemonyalarından bağımsız paralel bir küresel ekonominin kurulmasını teşvik etmiş olacaklar. Bu da küresel nüfuzlarının azalmasına neden olarak yirmi birinci yüzyıl boyunca sürdürdükleri hegemonyalarının ana aracı mesabesindeki ekonomik küreselleşmeye zarar verecektir.

 

 

Çeviri: Medya Şafak