Alternatif medyanın başarısı, neo-con’larda panik yarattı

Alternatif medyanın başarısı, neo-con’larda panik yarattı
Neo-con’lar için hakikatin söylenmesi, iğrenç bir şeydir. Yeni-muhafazakarlığın kurucusu Leo Strauss, hakikatin kitlelerle paylaşılamayacak kadar tehlikeli bir şey olduğunu öğretmişti. Strauss, hakikatleri şehir meydanında anlattığı için Sokrates’in idam edilmesini bile onaylıyordu!

 

 

Alternatif medyanın başarısı, neo-con'larda panik yarattı

 

 

Dr. Kevin Barrett

 

 

Press TV

 

 

 

Distopyaya giden yolda, eğlenceli bir şey oldu.

 

 

Ana akım Batı medyası yalancı milyarderlerin, Siyonistlerin ve istihbarat kuruluşlarının (bunlar kaydadeğer düzeyde birbiriyle çakışan üç kategoridir) eline düşerken ve yeni-muhafazakarlar büyük medya için onursuzca yalan senaryolar üretirken, kabarma halindeki alternatif medya, seçkinlerin sahte anlatılarına meydan okuyacak noktaya yükseldi. Alternatif medya sayesinde, ana akım medyanın sattığı basitleştirici, “iyi hissettiren” mitleri giderek daha az sayıda insan satın alıyor.

 

Yaşlı insanların çoğu halen şirket medyasının dünya görüşüne bağlı halde kalırken, gençler giderek alternatif perspektiflere doğru yöneliyor. Örneğin London Daily Mirror gazetesinin aktardığına göre Perşembe günü İskoçya'da yapılan bağımsızlık referandumunda, 16-17 yaşındaki insanların %71'i “evet” oyu verirken, 65 yaşın üzerindekiler %27'ye karşı %73 oranında “hayır” oyu verdiler. 

 

Neden İskoç gençlerinin büyük çoğunluğu bağımsızlık taraftarı iken yaşlıların eşit orandaki çoğunluğu buna karşı çıkıyor?

 

Kısa cevap: Yaşlılar hâlâ BBC propagandasına inanıyor, gençler ise inanmıyor.

 

Referanduma giden süreçte gençlerin oluşturduğu dev kalabalıklar, BBC'nin kampanya hakkındaki taraflı yayınlarını protesto etmek için toplanmıştı. Batı İskoçya Üniversitesi'ndeki Medya Çalışmaları bölümünde öğretim görevlisi olan John Robertson, “Araştırmamın gösterdiğine göre hem Evet verenler hem de Hayır verenler tarafından finanse edilen devlet kanalımız, tarafsızlık konusunda kendi tüzüğüne ihanet etti” diye konuştu.

 

Daha yaşlı olan İskoçlar, ana akım medya tekelinin balonu içinde büyüdü. Çoğu, BBC'nin ve öteki ana akım kuruluşların “hayır” oyu verilmesi için bilinç altı işaretlerini nasıl kullandığını ve açık yönlendirmeleri nasıl yaptığını anlamıyor; hükümetlerinin ve medyalarının nasıl da düpedüz yozlaşmış hale geldiklerini de anlamıyorlar.

 

Daha genç olan İskoçlar ise internet çağında büyüdü ve alternatif medyayı izliyor. Pek çoğu, BBC'nin Tony Blair'i ve öteki önde gelen politikacıları korumak için  Jimmy Saville pedofili skandalının üzerini örttüğünü biliyor. BBC'nin Dünya Ticaret Merkezi 7 no'lu binasının “çöküşünü”, bu daha olmadan yirmi dakika önce aktardığını biliyorlar. BBC'nin sadece 11 Eylül ve şarbon saldırısının değil, aynı zamanda 7 Temmuz 2005 Londra bombalamaları da dahil olmak üzere, akabindeki yanıltma saldırılarını kılıfına uydurmak için fazla mesai yaptığını biliyorlar.  BBC'nin Ortadoğu'daki ve Ukrayna'daki çatışmaları olduğundan farklı betimlediğini biliyorlar. Ve Batı “demokrasi”lerinin, seçim hilesi nedeniyle çürümüş olduğunu anlıyorlar – ki bu, ana akım medyanın İskoçya'daki referandumda alışılagelmiş sandık çıkışı anketlerini reddetmesini hayli şüpheli hale getiriyor.

 

Gençler, Avrupa'daki bağımsızlık hareketlerini destekledikleri ölçüde NATO ve AB'ye karşı çıkıkları gibi, Siyonistleri değil Filistinlileri destekleme konusunda da yaşlılardan farklılaşıyorlar. 23 Temmuz tarihli bir Gallup anketine göre  18-29 yaş aralığındaki Amerikalılar bire karşı iki oranında İsrail'in Gazze saldırısına karşı çıkarken, alternatif medyayı kullanması daha az muhtemel olan 65 yaş üstü Amerikalılar, 3'e karşı 5 oranında İsrail'in saldırısını destekledi.

 

Yeni-muhafazakârlar – elitletin Büyük Yalanlar ile kitleleri kontrol etmesi gerektiğine inanan Straussçu Siyonistler – alternatif medyanın başarısı karşısında paniklediler. Acı içindeki çaresizliklerini gösterir şekilde, en etkili iki yeni-muhafazakâr yayın olan Commentary (katı neo-con'lar) ve Atlantic Monthly (ılımlı neo-con'lar) kısa süre önce alternatif medyaya karşı koordineli bir yaylım ateşine başladı. Aynı senaryoyu okuyan dergilerin her ikisi de, yükselen alternatif medyayı ABD'nin ve Batı'nın düşmanları olarak betimlemeye çalışıyor. Bu ise ağır bir ironidir, zira bizzat neo-con'ların kendileri, en iyi ihtimalle çifte vatandaşlık sahibi, en kötü ihtimalle hain iken, onların alternatif medyadaki düşmanlarının çoğu samimi yurtseverlerdir.

 

Atlantic Monthly dergisinde kısa süre önce yayınlanan “Rusya ve gerçekdışılığın tehdidi: Vladimir Putin enformasyon savaşını nasıl kökten değiştiriyor” başlıklı makalede Peter Pomerantsev, alternatif medya kuruluşu Russia Today'i (RT) haksız bir şekilde, neo-con hâkimiyetindeki ana akım Batı medyasının gerçekte yaptığı şeyi yapmakla suçluyor. Daha özel olarak  Pomerantsev, RT'nin “gerçekliği yeniden şekillendirdiğini, kitle halüsinasyonları yarattığını, bunun da daha sonra siyasi eyleme dönüştüğünü” savunuyor. RT'nin “'hakikate' başvurulduğu zaman artık meyledilmeyecek veya tartışılmayacak bir sanal gerçeklik” yaratmak için “Temmuz ayında Ukrayna'nın doğusunda Malezya Havayolları'nın 17 uçuş numaralı uçağının düşürülmesine dair saçma hikayeler” anlattığını söylüyor.  Arkasından da, “RT aynı zamanda, 11 Eylül hakkındaki hakikatlerden Suriye'deki iç savaşta gizli Siyonist eline kadar çeşitli komplo teorilerine odaklanıyor” diye ekliyor.

 

Pomerantsev'in tezinin aksine RT, bütün bu hikayeler hakkında gerçekleri söylüyor ve bu şekilde gerçekliği yeniden şekillendiren, kitle halüsinasyonları yaratan ana akım Batı medyasına bir darbe indiriyor. Putin ve RT, enformasyon savaşını yalan söyleyerek değil, hakikati arayarak kökten değiştiriyor. 

 

 

Neo-con'lar için hakikatin söylenmesi, iğrenç bir şeydir. Yeni-muhafazakarlığın kurucusu Leo Strauss, hakikatin kitlelerle paylaşılamayacak kadar tehlikeli bir şey olduğunu öğretmişti. Strauss, hakikatleri şehir meydanında anlattığı için Sokrates'in idam edilmesini bile onaylıyordu! Strauss'a ve onun yeni-muhafazakar öğrencilerine göre, elitler (yani kendileri) kitleleri, iyi hissettiren yalanlarla – yahut 11 Eylül'ün senaryo yazarı Philip Zelikow gururla kullandığı ifadelerle “kamu mitleriyle” – kontrol etmelidir.

 

İroniyi derinleştiren Pomerantsev, George W. Bush'un, genelde Karl Rove olduğu varsayılan bir üst düzey yetkilisinin şu sözlerini alıntılıyor: “Biz şimdi bir imparatorluğuz, ve biz eyleme geçtiğimiz zaman, kendi gerçekliğimizi yaratırız. Siz bu gerçekliği incelediğiniz zaman – ki bunu sağduyuyla yapacaksınızdır – biz yeniden eyleme geçer, başka gerçeklikler yaratırız, siz bunları da inceleyebilirsiniz ve işler böylece gider. Biz tarihin aktörleriyiz… ve siz, siz hepiniz, yalnızca bizim söylediklerimizi incelemeye mahkum olacaksınız.”

 

Rove, yeni-muhafazakarların 11 Eylül'deki içeriden işleriyle yarattıkları sahte “terörizmle savaş” gerçeğini övüyordu. Bugün alternatif medya, bu gülünç halüsinasyonu delik deşik ediyor. Ancak  Pomerantsev utanmadan Rove'dan alıntı yaparak bunu, sahte gerçeklikler üretenin Rove ve onun fino köpeği ana akım medya değil, bağımsız medya olduğu şeklindeki tezini desteklemek için kullanıyor.

  

Atlantic Monthly, alternatif medyanın bir Rus propaganda operasyonu olduğunu ima ederken, öteki neo-con gazetesi Commentary de hemen hemen aynısını yapıyordu – tek fark, Rusya yerine İran'ı suçluyor olmasıydı. 12 Eylül tarihindeCommentary, Michael Rubin tarafından kaleme alınan “İran, yıldönümünde 11 Eylül hakkındaki komplo teorisini yayıyor” başlıklı bir makale yayınladı. Rubin, benim  Press TV'de yayınlanan “Her iki 11 Eylül için Kissinger'ı tutuklayın” başlıklı makalemi yanlış bir şekilde ve iftira atarak İran hükümetine atfederken, benim Press TV içim makaleler yazarken bir şekilde İslam Devrimi liderinden ve İran cumhurbaşkanından emirler aldığımı ima ediyor!

 

Açıktır ki, alternatif medyanın başarısı karşısında panikleyen yeni-muhafazakarlar, koordineli bir propaganda kampanyası başlattılar. Batı kamuoyunu, alternatif medyanın yabancı olduğu gibi, aynı zamanda Rusya ve İran gibi “düşman” ülkelerle de bağlantılı olduğuna inandırmaya çalışıyorlar.

 

Gerçekte Batı'daki alternatif medya Batılı ve yurtseverdir. ABD'de alternatif medya, 11 Eylül ihanetini ifşa etmeye ve Amerika'yı çifte vatandaşlık sahibi siyonistlerden ve Yeni Dünya Düzeni globalistlerinden kurtarmaya çalışıyor. Örneğin bu tür yayınlardan biri olan, hain 11 Eylül yanıltma harekâtı karşısında serseme dönmüş eski ordu ve istihbarat profesyonellerinden oluşan bir “bela” olan Veterans Today, özgürlük, demokrasi ve Anayasa'ya saygı gibi geleneksel Amerikan değerlerini restore etmeye çalıştığı için, Amerikan bayrağını gururla dalgalandırıyor.

 

Benzeri bir şekilde Avrupa'daki alternatif medya kuruluşları, Siyonistlere ve AB globalistlerine karşı çıkıyor ve kendi uluslarının küresel tiranlık güçlerine karşı mücadelelerini destekliyor.

 

Press TV ve Russia Today gibi İngilizce yayın yapan yabancı haber kuruluşları, Batı ülkelerinde yükselen yurtseverlik ve eleştirel düşünce dalgası üzerinde yol alıyor.

 

Bu yüzden yeni muhafazakarlar size benim makalelerimin “düşman propagandası” olduğunu söylediği zaman lütfen, bu insanların Straussçu büyük yalan felsefesinin kült takipçileri olduğunu aklınızda tutun.

 

Ve lütfen yeni-muhafazakarların kim olduğunu ve nereden geldiklerini araştırmaya biraz zaman ayırın. Shadia Drury'nin “Leo Strauss and the American Right” [“Leo Strauss ve Amerikan Sağı”], David Ray Griffin'in “9/11 exposé The New Pearl Harbor” [“11 Eylül ifşa oldu: Yeni Pearl Harbor”], James Petras'ın “The Power of Israel in the United States” [“İsrail'in ABD'deki gücü”] ve Stephen Sniegoski'nin “The Transparent Cabal” [“Şeffaf Entrika”] isimli çalışmalarına bakmak isteyebilirsiniz.

 

Yalnızca bu dört kitabı okumak yoluyla, yeni-muhafazakârların yalanlarına karşı ömür boyu bağışıklık kazanacaksınız.

 

Yalanları öven ve hakikati şeytanlaştıran bir felsefenin hayatta kalması mümkün değildir. Alternatif medyada “silahlanmış hakikatin” ortaya çıkması, somut örneğini 11 Eylül 2001 yanıltma harekâtında bulan neo-con-Straussçu büyük yalanlara kaçınılmaz bir darbe indirilmesini ifade ediyor. Daha genç eleştirel düşünce sahipleri, yaşlanan koyun neslin yerini alırken, palavracı ana akım medya ve ona hâkim olan yeni-muhafazakâr yalancılar, dodo kuşları ve dinazorlar gibi tarih olacaktır.

 

 

 www.medyasafak.net