"Dış Güçler Pakistan’da Şii Ölümlerini Dayatıyorlar"

"Dış Güçler Pakistan’da Şii Ölümlerini Dayatıyorlar"
Bir politik yorumcu Press TV’ye Pakistan’daki Şii Müslümanların katledilmesi dini veya mezhebi bir mesele değil bilakis ülke dışından bazı oyuncular tarafından yönetilen bir komplodur, dedi.

Bir politik yorumcu Press TV'ye Pakistan'daki Şii Müslümanların katledilmesi dini veya mezhebi bir mesele değil bilakis ülke dışından bazı oyuncular tarafından yönetilen bir komplodur, dedi.



Geçen aylarda Pakistan'ın farklı bölgelerindeki Şii Müslümanlara karşı şiddet arttırıldı. Quetta katliamını takiben ülke çapında şiddeti kınayan büyük gösteriler düzenlendi. Protestocular Pakistan hükümetinin Şii topluma yönelik terör saldırılarını önlemek için işe yarar faaliyetlerde bulunmada başarısız olduğunu söylediler.


2012'nin başlangıcından bu yana, ülkede yüzlerce Şii Müslüman öldürüldü. 10 Ocak'ta, 130'a yakın insan öldürüldü ve birçoğu da Quetta'daki Pakistan güvenlik kuvvetlerini ve Şii sivillerin her ikisini de hedefleyen ölümcül bombalı saldırı dalgasında yaralandı.


Press TV   “Tartışma” programında  Londra'dan  politik yorumcu Asar Hafız Ghauri   ile meseleyi derinlemesine görüşmek için bir röportaj gerçekleştirdi. Bu röportajda Ghauri'ye İslamabad'dan Politik ve Stratejik İşler analisti  Seyyid Tarık Pirzade  ve Londra'dan   Pakistan Hukukçular Derneği Başkanı Amjad Malik eşlik  etti.

 
Aşağıdaki metin bu röportajın yaklaşık bir çözümüdür.


Press TV: Bay Ghuari, sorduğumuz ilk soru, şu ana kadar sürdürdükleri bu saldırıların karşısında ihtiyaç olabilecek faaliyetleri niçin görmüyoruz, idi.


Belucistan valisi bu patlamalar başarısızlığın sonucudur, diyerek, güvenlik ve istihbarat servislerini zikretti. Diğerleri, bu sadece bir bahanedir ve bu gün onlar sorumluluğu aslında hükümetten kaydırmayı deniyorlar anlamına gelir, diyorlar. Siz ne düşünüyorsunuz?

Ghauri: Peki, bence muhtemelen her ikisi de değil. Ben hükümeti suçlamayacağım zira bunu onların kontrol edebileceği yahut edemeyeceği bir şey olarak değerlendirmeyeceğim.


Bunun onların kontrolünün ötesinde olduğunu düşünüyorum ve bence bu dini bir mesele de değildir. Bana açıkça yabancı oyuncuların müdahalesi var gibi görünüyor. Açıkçası burada, bütün bu kan dökmeden ve müessir fiillerden kazanç sağlayacak bir gündeme sahip gerçek insanların, dış etkilerin müdahalesi var.


Yani kurbanlar ve Şii azınlık için -bence Pakistan'ın %20'sidir-,  onlar için asıl hedefin hükümet olması ve onlardan talep etmeleri anlaşılabilirdir ama ben bunun pratik olarak bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.


Press TV: Bazı kişiler dediler ki, aslında güvenlik kuvvetleri faillerin kim olduğunu biliyorlar. Demek istediğim, elbette Leşker-i Cengevi adlı grup sorumluluğu üstlendi, “Bunu ben yaptım, bunu biz yaptık”, dedi. Fakat diğerleri ilgililer/ failler tanındılar ama tutuklanmıyorlar, diyorlar. Niçin?


Ghauri: Peki, çünkü onların kimliklerinin saptandığını düşünmüyorum. Kimliklerinin saptanabileceğini düşünmüyorum. Gerçekten bunun arkasında olan, gerçekten perdenin arkasında olan bu kişiler perdenin arkasından çıkmayacaklar.


Ve bunun yerel bir mesele olduğunu düşünmüyorum. Bana göre bu dini bir mesele de değildir. Bu durumu çok dikkatlice izledim. Bu, olduğunu gördüğümüz durumun aynısıdır. Doğrusunu söylemek gerekirse, bu, oyunda başarılı bir formüldür; birini diğerine karşı kurmak, sonra arkaya yaslanıp ellerini ovuşturmak ve gösteriyi izlemektir.


Pakistan halkı için, sokaktaki adam için şu bir Şii'dir veya şu bir Sünni'dir ya da başka bir şey demek, bu Pakistan'ı parçalamanın, istikrarsızlaştırmanın bir diğer yoludur… O zihniyete sahipler zaten.


Press TV: Yine Londra'daki Bay Ghauri, İslam'ın düşmanlarını kast ettiğimiz zaman, Pakistan'daki mezhepçi çatışmalar son derece gerçektir, demek ister misiniz?


Ghauri: Bence bunlar son derece gerçektir ve kimse bunu inkâr edemez. Ama ben bunların sebep olduğunu düşünmüyorum.


Eğer mezhepçi şiddete ve farklı mezhepler arasındaki bölünmelere odaklanmaya başlarsınız, o zaman, bu aslında dikkat dağılmasıdır ve bu dikkat dağılmasını onlar bizim içine düşmemiz için planlıyorlar.


Bu (mesele) dinin ötesindedir. Daha evvel söylediğim gibi, bu mezhebin ötesindedir. Bir model cereyan ediyor, çok aşina bir model ki, tamamını gördük. Onu daha evvel gördük. Bu olayda da fazlaca bir farkı yok.


Biz, ülke içinde bir azınlık grubu oluşturmayı ve (buna) desteği gördük. Batı'nın sempatisinin tamamıyla onların tarafında olduğunu, içeriye yönelik gelişim ve planlamanın, sonunda tek bir noktaya gelip dayandığını gördük ki, o da  şu manaya gelmekteydi; "Batı, Amerika ve her kim ise müttefikleri, o zaman insani bir gerekçe sağlayacaklar. Zira bu Pakistan'ın parçalanıp bölünmesi planından öte bir şey değildir.


Press TV: Pakistan hükümetinin sorumluluğu konusunda büyük bir soru var. Bu bir iç problem değil, bir dış problem bile olsa, niçin hükümet yeterli faaliyeti göstermiyor? Hükümete karşı bütün bu suçlamaları niçin görüyoruz?


Hükümetin yaptıklarının yeterli olmadığını söylemek istemez misiniz?
 

Ghauri: Hayır, hükümetin yaptıkları yeterli değil, demeyeceğim. Pakistan hükümetini hiç bir şekilde savunmayacağım ama durumun gerçekliğine bakmak zorundasınız. Durumun gerçekliği Pakistan hükümetinin ipucuna sahip olmadığıdır; hükümetin bunun arkasında kimin olduğuna dair bir fikri yok.


Bu, eylemsizliğin sebebidir, zira bunun arkasında kimin olduğunu gerçekten bilmiyorlar. Onlar kendileri ile oynanılanlar. Bir ipucuna sahip değiller. Bu yüzden aslında Pakistan hükümetini suçlamak kesinlikle planın kendisidir… tüm bunları başarmayı umuyorlar.


medyasafak.com