Analist: Muhalifler Suriye Halkını Temsil Etmiyor

Analist: Muhalifler Suriye Halkını Temsil Etmiyor
"Amerika Birleşik Devletleri’nin gözünü diktiği şey ilk etapta Suriye, ikinci etapta İran’dır ve İran-Suriye-Hizbullah eksenine saldırmak istiyorlar. Amerika Birleşik Devletleri ve bölgedeki müttefiklerinin çizdiği gerçek yol haritası budur."

Analist: Muhalifler Suriye halkını temsil etmiyor

Press TV

 

Şam'da bulunan bir siyasal analist Press TV'ye, Suriyelilerin ülkelerinde süregiden altüst oluş sürecine bir siyasi çözüm bulmalarının gerektiğini ve devlet başkanlarının kim olacağına yalnızca Suriyelilerin karar verebileceğini söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Mısır'ın başkenti Kahire'de Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil el Arabi ile bir araya geldi ve “Suriyeli tarafları ateşi keserek Cenevre sözleşmesine uygun şekilde müzakereler yürütmek için masaya oturmaya ikna etme” zorunluluğunu vurguladı.  

Press TV, konuya daha fazla ışık tutmak için Şam Üniversitesi'nden bir öğretim üyesi olan Dr. Bassam Ebu Abdullah'la bir röportaj yaptı. Ebu Abdullah'a iki konuk daha eşlik etti: Washington'dan Yatırımlar teşkilatının icra Rollin Amore ve Arap Milliyetçi Forumu'ndan Zlad el Hafız. 

Aşağıda, Ebu Abu Abdullah ile yapılan röportajın yaklaşık bir çözümlemesi sunulmaktadır. 

Press TV: Dr. Ebu Abdullah, bir yanda Rusya ve Arap Birliği, diğer yanda da hem Arap Birliği hem de Birleşmiş Milletler adında durumu gözlemleyen ve siyasi çözüm seçeneğini güçlendirmeye çalışan Bay Lahdar Brahimi. Siz şu an bu duruma nasıl bakıyorsunuz? Suriye hükümeti bu noktada ne yapacaktır? 

Ebu Abdullah: Bugün gerek bölgede gerekse dünyada giderek daha fazla sayıda devlet, Suriye krizinin tek çözüm yolunun siyasi çözüm olduğuna ikna oluyor. 

Şimdi Rusya'nın dışişleri bakanı Sayın Lavrov Kahire'yi ve Amman'ı ziyaret etti. Sanırım bir şeyler hazırlamaya çalışıyorlar ve o, muhalefetle de konuştu. 

Sorun Rusya ve Çin'den kaynaklanmıyor çünkü Rusya ve Çin genellikle her iki tarafla da konuşuyor. Suriye hükümetiyle iyi ilişkileri olduğu halde Suriye muhalefetinden tüm grupları da kabul ettiler, Amerikan tarafı ise aynı şekilde devam etme konusunda ısrar ediyor. 

Yani muhalefeti, bu şekilde devam etmeye teşvik etmeye çalışıyorlar. 

Şu an durumun böyle olduğunu düşünüyorum. ABD'de yapılan ve Obama'nın kazandığı seçimler sonrasında belki ABD ve Rusya arasında bir tür anlaşmaya varıldığını görebiliriz. 

Bu çok kısa zaman içinde olmaz diye düşünüyorum. Fakat sanırım diyalog ve siyasi çözüme daha fazla ikna oluyorlar. Ne tür bir siyasi çözüm derseniz, bunu şu anda söyleyebilmem mümkün değil zira bir süre daha beklememiz gerekiyor. Belki Amerika Birleşik Devletleri Suriye'deki durumun kendileri için iyi olduğunu düşünebilir, çünkü onların bakış açısına göre Suriye rejimi kaybediyor ve belki altı ay sonra başlayacak müzakereler kendileri için daha iyidir. 

Fakat aynı zamanda müttefiklerinin zor durumda olduğunu da dikkate almaları gerekiyor. Türkiye içindeki durum giderek kötüleşiyor. Muhalefet partileri ve Türk halkı, Erdoğan'a ve onun Suriye politikasına karşı. Ürdün'deki durum pek iyi değil. Lübnan'da da bir şeyler görüyoruz. Yani genel olarak durum pek iyi değil ve Amerika ile Rusya'nın Suriye'deki durumu tartışmaya başlayacağını düşünüyorum. 

Press TV: Gelmek istediğimiz nokta bu, Dr. Ebu Abdullah. Olası bir ABD-Rusya anlaşmasının gelecekte Suriye'ye bir siyasi çözüm getirmede temel rol oynayacağını mı düşünüyorsunuz? 

Ebu Abdullah: Böyle düşünüyorum çünkü Suriye'de her şeyi denediler ve Suriye krizini şu andaki haliyle terk ederlerse yine sorun yaşayacaklarını düşünüyorum. 

Sayın Brahimi de bölgedeki tüm tarafları, Suriye krizinin başka devletlere sıçrayabileceği yönünde uyardı. Belki de Katar'da, Doha'da olan ve SUK'nin (sözde Suriye Ulusal Konseyi'nin) yaşadığı şeyler bir diyalog için bir tür hazırlık olabilir. 

Bunun hemen yarın ya da bir ay içinde olacağını söylemiyorum, belki altı ayı bulur, ama Suriye'de çok fazla şey kaybettiler. 

Suriye hükümetiyle bu şekilde karşı karşıya gelme biçimi artık işlemiyor ve Suriye içinde olanlar hakkında artık daha fazla tanıklık var. Bu yapılanlar suçtur. Terörizmdir ve muhalefet biçimi değildir.

Terörist gruplardan söz ediyorum ve Batı'da, Suriye içinde olanlar hakkında ve terörizm hakkında aktarılan giderek artan sayıda yazılı ve sözlü rapor var. Bu yüzden de, bir siyasi çözüm bulmaları gerekiyor. Başka bir yol yok. 

Press TV: Sayın Dr. Abdullah, özellikle Batı'nın Başkan Beşar Esad'ı devirme çabalarıyla ilgili olarak son bir yorumunuzu isteyeceğim: sizce bu çabalarına devam edecekler mi yoksa duruma uzlaşma yoluyla bir çözüm getirilmesini kabul ederler mi?

Ebu Abdullah: Bana göre Suriye'deki sorunun kişiselleştirilmesi, halk için bir tür dezenformasyon anlamına geliyor. Batı'da bundan hoşlansınlar ya da hoşlanmasınlar, Esad devlet başkanı seçildi. Ve şimdi diyalogdan söz ediyoruz. 

En nihayetinde bu, Batı dünyasının veya Amerika Birleşik Devletleri'nin kararı değildir. Suriye halkının kararıdır. 

Başkanımızın kim olup kim olmayacağına Suriyeliler olarak biz karar veririz. Batı medyasında veya Suriye kriziyle ilgili söylemlerinde demokrasiden bahsediyorlar, ama bir taraftan Suriye halkı adına karar vermeye çalışıyorlar.

İkinci olarak, muhalefetin de Suriye halkı adına konuşmaya hakkı yok.

Genel olarak politikada herkes kendi fikrini söyleme hakkına sahiptir, bunu kabul ediyorum. Ama hiç kimse bir seçim olmadan, Parlamento seçimi olmadan “Ben Suriye halkının gerçek temsilcisiyim” deme hakkına sahip değildir. 

Suriye içinde olanlara dair, Suriye halkından gelen bir talep var, çünkü Suriye'de kesinlikle radikal bir değişime ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz, fakat hiç kimse ABD'nin Suriye'de demokrasi aradığına inanmayacaktır.

Amerika Birleşik Devletleri'nin gözünü diktiği şey ilk etapta Suriye, ikinci etapta İran'dır ve İran-Suriye-Hizbullah eksenine saldırmak istiyorlar. 

Amerika Birleşik Devletleri ve bölgedeki müttefiklerinin çizdiği gerçek yol haritası budur.

medyaşafak