İsrail dünkü çatışma hikâyesini kimseye inandıramadı: General Yadlin: Hizbullah kuralları değiştirdi, kuzeydeki durum akla uymuyor

İsrail dünkü çatışma hikâyesini kimseye inandıramadı: General Yadlin: Hizbullah kuralları değiştirdi, kuzeydeki durum akla uymuyor
İsrail Hizbullah bataklığına düştü. Kuzey sınırına yakın Bassa kıyısında bulunan binlerce İsraillinin kaçışarak dakikalar içerisinde ortadan kaybolması işgalci varlığın korku ve endişesinin derinliğini göstermek için yeterlidir.

 

 

 

Zuheyr Andraos

 

 

Raialyoum

 

 

Karmaşa, endişe, gerginlik, çelişkili ifadeler, İsrail'in lehine bir hikâye yazmak için toplanan bir medya, kutuplaşmış bir işgal devleti… Başbakan Netanyahu ve Güvenlik Bakanı Gantz, dün Hizbullah ile girdikleri tek taraflı çatışmanın ardından Tel Aviv'deki Başbakanlık binasında dramatik bir basın toplantısı düzenledi. Üç dakika süren toplantıda gazetecilerin soru sorması engellendi. Bu durum, dün kuzey sınırında Lübnan ve Hizbullah ile yaşananlara (ya da yaşanmayanlara) dair İsrail'in anlattıkları hakkında Siyonist toplumun kuşkularını artırdı. Dahası, Netanyahu tüm bakanlarına olaylar hakkında yorum yapılmaması emri verdi. Tüm bu yaşananlar şunları vurguluyor:

 

İsrail Hizbullah bataklığına düştü. Kuzey sınırına yakın Bassa kıyısında bulunan binlerce İsraillinin kaçışarak dakikalar içerisinde ortadan kaybolması işgalci varlığın korku ve endişesinin derinliğini göstermek için yeterlidir.

 

Tel Aviv'deki siyasi ve güvenlik çevrelerine gelirsek, olayın ardından Yahudi televizyon kanalları uzmanlar, analistler ve yorumcuları ekrana doldurularak İsrail ordusunun anlattığı Hollanda peyniri gibi boşluklarla dolu hikâyeyi destekleyen ve güçlendiren açıklamalar yaptırıldı. Ne var ki İsrailliler hala liderlerinin açıklamalarına güvenmiyor ve sınırda olup bitenleri anlayabilmek için Hizbullah'ın açıklamalarını dört gözle bekliyor.

 

Hizbullah, İsrail ordusunun Lübnan sınırındaki bir askeri sızıntıyı engellediği ve sınırdan geçen savaşçılarını öldürdüğüne dair açıklamalarını yalanlayan bir bildiri yayınladığında, Siyonist medyası elbette büyük abilerinin emri üzerine öncelikler listesini değiştirdi ve kuzeydeki çatışmayla ilgili haberler, genel seçimlerin tarihi ve koronavirüs vaka sayısına dair haberlerin gerisinde kaldı. 

 

Askeri sansür ve kısıtlamalara rağmen, Yediot Ahronot gazetesi askeri muhabiri Yossi Yehoshua, twitter hesabı üzerinden bazı sorular yöneltti: “İsrail ordusunun yüksek alarm durumunda olduğunu bildiği halde kim operasyon yürütmesi için 3-4 unsurdan oluşan savaşçıları sınıra gönderir? İsrail ordusu nasıl oldu da bu kişileri öldüremedi?” Askeri muhabir şöyle devam etti: “Netanyahu ve Gantz'ın basın açıklaması, hiçbir şey değiştirmedi. Operasyona dair hiçbir video görmedik. Orada neler oluyor?”

 

Ordudan emekli General Kobi Marom da İsrail ordusunun açıklamalarına tepki gösterdi.  Kanal 13 televizyonunda canlı yayına çıkan Marom,  askeri sansüre takılmadan konuşma imkânı buldu. Kuzey cephesinde daha önce komutanlık görevini üstlenen Marom, “Düzenli bir ordu olmayan  ‘terör' örgütünün, yani Hizbullah'ın bir hafta boyunca tam donanımlı bir orduya kan kaybettirmesi akıl alır gibi değil. Ordu Suriye'de bir (Hizbullah) unsurunu öldürdüğü için mi? Bu nasıl bir denklem?” dedi.

 

Marom şu sözlerle devam etti: “Hizbullah İsrail'e yeni angajman kurallarını dayattı ve oyunun kurallarını değiştirdi. Durumu değiştirme zamanının geldi… İsrail'in kuzey cephesinde örgüte karşı bu durumu sürdürmesi tüm devleti korkuya sürükleyecektir. Çünkü ordunun Suriye'de bir örgüt unsurunu öldürdüğü söyleniyor.”

 

Diğer yandan İsrail Askeri İstihbarat Birimi (AMAN) eski başkanı General Amos Yadlin de, Kanal 12'ye çıkarak savunma tonundaki konuşmasını saldırı tonuna geçirdi. Konuşmasında tehditler ve vaatler savuran Yadlin'in beden dili ise Kuzey'de yaşananlardan dolayı diken üstünde olduğunu ortaya koyuyordu.

 

Aynı zamanda Tel Aviv Üniversitesi Ulusal Güvenlik Enstitüsü Başkanı olan Yadlin, Lübnan, Suriye ve Hizbullah'a yönelik tehditlerde bulunarak İsrail ordusunun gücünü test etmemelerini söyledi. Aynı zamanda İsrail istihbaratının, Seyyid Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güneyindeki banliyölerde nerede saklandığını bildiğini, Nasrallah'a suikast düzenleyebileceklerini ve bunun işgal ordusunun öncelikleri haline geldiğini iddia etti. Yadlin, Hizbullah'ın İsrail'e karşı ikinci bir operasyona girmesi halinde Lübnan devletinin bundan sorumlu tutulacağı ve Siyonist ordunun çatışmaya cevap vereceğini söyledi.

 

Aynı bağlamda, Haaretz gazetesi askeri muhabiri, dün Kuzey'de gerçekleşen çatışmanın berabere bittiğini ancak Hizbullah'ın burada durup durmayacağıyla ilgili büyük kuşkular olduğunu dile getirdi. Bilindiği üzere İsrail ordusundaki yüksek alarm durumu, hala devam ediyor ve bu durumla değişiklik yapılacağına dair herhangi bir bilgi yoktur.

 

İsraillilerin dün yaşanan olaydan sonra sosyal medya hesaplarından kendilerini kınayan mesajlar paylaşması İşgal devletinin yaşadığı krizin derinliğini göstermektedir: “Hizbullah'ın dört Sudanlıyı Ortadoğu'nun en güçlü ordusu ile savaşmak için gönderdiği daha sonra ortaya çıkacak!”

 

 

Medya Şafak