Cenevre-2: Washington'un fazla çaresi yok

Cenevre-2: Washington'un fazla çaresi yok
Çözüm unsurlarının tamamlanmadığı aşikar. Kulislerde ise aktif ve yoğun çalışmalar var. Suriye'deki savaşın, uzun bir süre daha devam etme ihtimalinin önde olduğunu düşünsek bile, terörün kuşatılması ile ilgili tartışmalar, Amerika ve müttefiklerine, bu krizi uzun süre daha yönetme lüksünü vermeyecektir. Dolayısıyla ilk turlarda sonuçsuz da olsa, Suriyeli tarafların müzakere sürecine devam edilecek.

 

Sami Klib

 

Al Ahbar

 

 

Cenevre-2'nin en önemli sonucu: başarısızlık. Gelecek tur için daha iyi hazırlanılacağını söyleyebiliriz ama o da başarısız olacak. ''Başarısızlık'', Amerika ve Rusya çözüm şekli üzerinde uzlaşana değin sürecek.

 

Cenevre-2'nin ilk turunun başarısızlıkla sonuçlanması, Rusların, bunun müsebbibi olarak muhalifleri suçlamasına uygun ortam sağladı. Ruslar, Cenevre-2'de muhalifler adına müzakerelerde bulunan Koalisyon heyetine ikna olmamıştı. Belki de, heyetin bu şekilde kırılgan ve muhalefeti temsil etmiyor oluşu, Rusları kısmi olarak sevindirmiştir. Bugünden başlamak üzere, muhalefet marjını genişletmek ve Koalisyon'u bitirmek, solcular, liberaller ve laikler dahil olmak üzere muhalif bir çok kesimi, heyete ortak etmek amacıyla uygulanacak baskılar görebiliriz.

 

Başarısızlık, Washington'u rahatsız etmiş değil. Amerika, Cumhurbaşkanı Beşşar Esad hayaletinden kurtulmanın yollarını arıyor. Bu nedenle ilk turun başarısızlığından Esad'ı sorumlu tutuyor. Amerika, önümüzdeki yaz gerçekleştirilecek seçimlerde Esad'ın tekrar aday olacağının farkında. Aday olması halinde kazanacağını da biliyor. Bu konuda Amerika, kararı Suriye halkına bırakmasına yönelik Rusya, Çin ve İran'dan gelen baskılara maruz kalmış durumda. Uluslararası arena, uluslararası gözlem altında bir seçime gidilmesi halinde, Esad'a kazanma garantisinin verildiğini düşünüyor. Amerika ise bunu hayal bile edemiyor. Ama aynı şekilde Esad'ı ne devirebiliyor ne de öldürebiliyor. Denemesi halinde de ilk olarak kimyasal ittifak sona erer. İran ile kapılar kapanır. Rusya ve Çin tarafları ile yaşanacak ciddi uluslararası sorunlar doğar. Ayrıca büyük güçler olan Rusya ve Çin şimdiye kadar, Albay Muammer Kaddafi'nin öldürülüşü ve rejiminin devrilişinde rol oynayan ''uluslararası aldatmacayı'' sindirebilmiş değiller. Bütün bunlardan da öte Suriye ordusunun ve müttefiklerinin nasıl reaksiyon vereceğini kimse tahmin edemez.

 

Dolayısıyla Cenevre-2'de yapılması gereken, hükümet heyetinin ayağını kaydırmaktı. Bu yüzden Amerika, Arabistan, Türkiye, Katar ve Fransa Dış İşleri Bakanları Montrö'de, benzer tonda, savaş ve terör konularında birinci sorumluluğu Esad'a yükleyen konuşmalar yaptılar. Amerika'nın Şam eski elçisi Robert Ford, konuşmaları tamamlayan şekilde açıklamalarında ''savaş suçlarından'' bahsetti. Amerikan kongresi bunun ardından, Suriye'deki ılımlı muhalif gruplara ''öldürücü olmayan'' askeri yardımları sürdürme kararı aldı. Ayrıca Amerika, Fransa ve diğerlerinin, kimyasal silahların teslim sürecini tıkıyor diyerek rejime yönelik ithamları oldu. Washington, Suriye'ye karşı savaş seçeneği tartışmalarında pek durulmuşa benzemiyor.

 

Mesajlar açık. Esad'ın yeniden liderlik konumuna müsamaha edilmeyecek. Ama şu an her şey onun çıkarına işliyor. Suriye siyasi muhalefeti parçalanmaya devam ediyor. Askeri sahada silahlıların kendi aralarındaki savaş sürüyor. Suriye'nin belli bölgelerinde uzlaşı süreçleri de tüm hızıyla devam ediyor. Ayrıca hükümet heyetinin Cenevre'deki varlığının, hayati öneme sahip olduğu ortaya çıktı. Yabancı medya bu şekilde, röportajlara, açıklamalara ve bilgilere doydu. Suriye Ordusunun sahadaki maneviyatı arttı. Suriyelilerin bir çoğunda artık devletin dönüşünü isteyen bir atmosfer hakim. Bütün bunlara ek olarak Rusya ve İran'ın, müttefikleri olan Suriye konusundaki istikrarlı duruşları devam etmekte. İki tarafın kaynakları rejimin değil, Esad'ın kırmızı çizgi olduğunu vurguluyor.

 

Washington ve müttefikleri ne yapacak?

 

Üç ihtimalden bahsedebiliriz: Esad'ın kalışını, adaylığını ve dolayısıyla kazanışını, Rusya ile aralarında gerçekleşecek bir ittifaka binaen kabul edecekler (buna eşlik edecek  Amerika'nın abartılı duruşuna rağmen); silahlı gruplara, askeri dengeleri değiştirecek ''öldürücü'' silahlar teslim edecekler (El-Kaide, Nusra ve IŞİD endişelerinden dolayı uzak bir ihtimal) veya Esad'ın yerine, kabul edilebilir bir alternatif sunacaklar (en çok bu konuda teşvik ediliyor).

 

Üst düzey bir Amerikalı yetkili, alternatif hazır diyor. Ayrıntı vermekten uzak duruyor ama iki ihtimale işaret ediyor: Ordu ve rejim tarafından kabul edilebilir ve İran-Rus taraflarıyla sorun yaşanmasına sebebiyet vermeyecek biri veya Cenevre-2'ye dayanan ve bir geçiş süreci şeklinde kabul edilen bir cumhurbaşkanlığı olacak. Cenevre, geçiş sürecinin şekli ve özellikleri ile ilgili uluslararası uzlaşıya varılmak amacıyla bir çok toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Aynı kaynak, gözünü hiç kırpmadan, alternatifin temin edildiğini ve Alevi mezhebinden olduğunu aktardı. Kaynak, bu amaçla Suriye içinden birileriyle çeşitli iletişimlerin kurulduğunu ve konunun Ruslarla konuşulduğunu da belirtti. Cenevre'deki Koalisyon liderlerinden benzer sözleri duymanız mümkün.

 

Bu sözler doğru mu yoksa bir aldatmaca mı söz konusu? Suriye yönetiminin liderleri ve müttefikleri, Amerika'nın, alternatif konusunda bir çalışma yürütmediğini ve buna benzer ifadelerin, daha ilk günden, Esad'ın devrilmesine yönelik bir kararın çıkması amacıyla sarf edildiğini söylüyorlar. Yönetimden liderler, rejimin son anlarında bile, böyle bir şeyin mümkün olmayacağını belirtirken ''şu anda birçok konuda eski gücünü elde etmiş devlet karşısında, nasıl böyle bir sonuca varabiliyorlar?'' sorusunu da soruyorlar. Dolayısıyla bu aldatmacadır, diyorlar.

 

Cenevre-2'nin ilk turunun başarısız oluşu,  Washington'un işine gelmiş gibi görünüyor. Washington; Koalisyon'un, müzakere masasında büyük tavizler vermeyi kabul ettiğini ve müzakere öncesi dillendirilen ön şartlardan, Esad'ın istifası dahil, vazgeçtiğini belirtiyor. Washington, bütün bunlara rağmen resmi heyetin, Suriye'nin siyasi geleceğinin yeniden çizilmesine dair herhangi bir şeyi, kabul etme arzusuna sahip olmadığının ortaya çıktığını söylüyor.

 

Ruslar  ve müttefikleri ''resmi heyet  'terörist' olarak vasıflandırdıkları kimselerle oturmayı ve geçiş sürecini tartışmayı kabul ederek büyük tavizler veren taraf oldu'' cevabını verdi. Ruslar, ilk turda herhangi bir netice alınamamasını, Koalisyon heyetinin saha kontrolü konusundaki acziyetine ve muhalefeti temsil etmeyişine bağlıyor.

 

Dolayısıyla önümüzdeki turda, daha geniş bir muhalif heyet ve daha etkili bölgesel katılımlar gerekmekte. İran'ın, aylar sonraki süreçlere iştirak etmesinden bahsediliyor. Tahran'ın, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ı kabul edişiyle (yol sağlayışı ile), Arabistan'ın ayakları altındaki halıyı çekmeye çalıştığı söyleniyor. İran ve Türk tarafı, Arabistan nüfuzunun olmadığı bir muhalefeti tartışmakta. Ama Ankara bunun için bir bedel istiyor. ''Esas sorun Esad'' söylemini de sürdürüyor. İran'ın, Cumhurbaşkanından (Esad) vazgeçen bir pozisyona gelmesini umuyor. Bununla birlikte Türk taraflarından, El-Kaide karşıtı kokular gelmeye başladı. Bu bile militanların zayıflatılarak, Halep ve kırsalı için uzlaşılabilir bir atmosfer yaratılmaya çalışıldığını gösteriyor.

 

Çözüm unsurlarının tamamlanmadığı aşikar. Kulislerde ise aktif ve yoğun çalışmalar var. Suriye'deki savaşın, uzun bir süre daha devam etme ihtimalinin önde olduğunu düşünsek bile, terörün kuşatılması ile ilgili tartışmalar, Amerika ve müttefiklerine, bu krizi uzun süre daha yönetme lüksünü vermeyecektir. Dolayısıyla ilk turlarda sonuçsuz da olsa, Suriyeli tarafların müzakere sürecine devam edilecek.

 

Çev: Hasan Sivri

 

medyasafak.com